Su ile başladı her şey,
Böyle diyor tarih.
Tanıdım; nasırlarını dudaklarında taşıyan birini.
Şöyle diyordu:
Kendi tarihimde bulamadım kendimi.
Öyle ki, işrette oturanlardan daha muğlak idrakim.
Mesken edindim, herkesin alabildiğince kaçındığı,
Kuşların ve cinlerin yuvası olan harabeleri.
Ayaklarım aklımdan evvel varıyor,
O kutlu harabelere.
Bir şeyin tam, diğerlerinin eksik oluşunu
Ve diğerlerinin tam, bir şeyin eksik oluşunu
Aynı bulan, topluluktan ayrılışım, ne kutludur!
Kanla boyanmış topraklarda büyüyen çiçekler,
Giyinmiş işgal, zalim ve despotluk elbiselerini.
Bahsedebilir misin çiçeğin güzelliğinden?
Bahseden, ne büyük dalkavuk.
Ne gariptir ki, evvelden âhire.
Böyledir yaşam ve yaşama.
0 Yorumlar