İsyan ve İtâat

 

Pas kızılı bir gündüz,

Kış vakti ve güneş öfkeli.

Sokak kapıları ardına kadar açık.

Sanki hiç kapanmayacak.

Tek bir ağızdan, tek bir nara.

“İsyan ve itâat”

Kim tarihe not düşecek?

Hangi tarihçi dürüstçe tevrih edecek?

Kim eyleme geçecek?

Akıllarda bir soru tufanı.

Bugün ne giysem, saçmalıklarından uzak sorular.

Alelacele verilen cevaplar kifayetsiz.

Şeytana istirahati layık görmüş eylemler.

Sormadan söylenen afakî cevaplar.

İstenmeden, yorulmadan varılan yollar.

Mektupların iğnelendiği kollar.

Sıkılmadın mı bu yabancılıktan?

İşte elzem olan soru nevinden bir soru!

Neye itaat ve neye isyan?

Öncekiler gibi isyandan itâate

Veya itâatten isyana.

Acaba hangisi?