Her masalın bitiminde,
Gökten üç elma düşer yere.
Taksim edemezler mi? Şöyle;
Okuyana,
Ders çıkarana
Ve masalı bitirmeyene…
Niye bitmesin?
Bu soru mutluluğun sürekliliğine bir hançer.
Kapanmayan yaraya sebep.
Lâkin haklı bir hançer.
Mutlu masalın sonunda kral olmuştur,
Taşradan, bıyıkları yeni terlemiş bir genç;
Kaç yıl hüküm sürmüştür?
Bir yıl, on yıl veya bir asır…
Zalimlikten kaçarken zalim olmuş mudur?
Dağda aç kalan kuşları unutunca.
Tahtı için öldürülmüş müdür?
Gök bilimci, bilge Uluğ Bey gibi.
Devleti istila edilip, yıkılmış mıdır?
İdam edilmemiş, ancak
Ayaklarında pranga, karanlık bir hücrede
Ve son nefesini vermeyi bekleyenler gibi.
İnsan biraz tefekkür edince,
Ne kadar çok masal varmış?
Asyalı, Afrikalı, Avrupalı…
Bizlerde de masallar meşhurdur.
Hem okur hem de dinleriz sevinçle.
Televizyondan önce ışıkların
Gece geç saatlere kadar açık kalma sebebiydi masallar.
Masal ile hemhal olan bu toplum.
Yeni bir masal yazabilir mi?
İçinde sonsuz mutluluğu vaat etmeyen
Ama sonsuz mutsuzluktan imtina eden.
Bu dünyada tek gözlü ve iri devler yok.
Savaş ekonomisi, papyonlu borsacıların tekelinde.
Sevginin ifade biçimi; taşlar ve kıyafetler ile.
Sözler ise demagoji…
Düşman ecinni veya iblislerden değil.
Bizden;
İki ayağı üzerinde duran,
Nazik, zarif ve mütebessim bir suret.
Yenildi mi bizim genç?
Öğlen vakti, tavandaki çıkıntıları sayıyor.
2 Yorumlar
👍👏
YanıtlaSilGüzel 🌹
YanıtlaSil