Her gün vandalizmin ululandığı bir yaşam var bu dünyada
Sanat, erdem, iyilik, adalet, eğitim gibi değerlerin zelil kimseler tarafından tahfif edildiğine şahit oluyoruz.
Bu kimselerin kendilerinde gördükleri haklı olmayan haklılık şuuruna etken olan, onların arkalarından giden müntedipleri değil midir?
Her gün akılcılık, ahlakilik ve bilimsellikten bahsedilerken yaşananlar bir fatalizm değil midir?
Kaçımız tekmil insanoğlunun sorularımıza ve sorunlarımıza değer verdiğini ve izole etmeye çalıştığını görmekteyiz?
Gökyüzüne hasret olan ruhlar bu dünyada mahpus kalmıyor mu?
"Hiçbir şey sürekli değildir." şeklinde bir atasözü var Arapların. Sürekli olan Yaratıcının idame ettiği bu süreksizliğindeki hikmet, olumlu ve olumsuz olayların bizim için kalıcı bir tesiri olmadığı anlamında mıdır?
Bir insan konuştuğu halde yalnız olabilir mi, kalabalık bir beden topluluğunda bir onun uhrevi bir dostu yok mudur?
0 Yorumlar