Eğitim sadece okulda mı olur?
Nüfusu seksen milyondan fazla olan bir ülke olduğumuz en son güncellenen rakamlar ile nesnel bir hakikate kavuşmuştur. Bu seksen milyonluk nüfusun takribi on dokuz milyonu öğrenci olarak eğitim öğretim yılına bugünlerde başladı. Bizim için asıl konu bu öğrencilerin okul şartları, ihtiyaçları, akademik başarıları vb. teorik konulardan farklı olarak gündelik yaşama dair olan tavırlarıdır.
Günümüz toplumunda eğitim denilince akla muayyen bir konumu olan ve belirli saatlerde derslerin işlendiği bir kamusal kurum akıllara gelmektedir. Ancak bu söylemin büyük bir yanılsama olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü eğitim; her zaman, her yerde ve herkesten az veya çok bir şekilde birey ve toplum için istendik olan davranışların öğrenilmesi ve uygulanması ile gerçekleştirilmektedir. Bu tanımlamaya baktığımız anda bile eğitime dair kanılarımızın yanlış olduğunun idrakine varabiliriz. Toplum olarak eğitimi sadece bir okula ve öğretmene bağlı kılmak ve ayrıca eğitimi sadece yaşamsal koşulların idamesini sağlayacak bir maaş ile özdeşleştirmek bizim ebedi bir medeniyet inşa etmemizin önündeki sayılı engellerden biridir.
Bu söylemler okulda olan eğitim ve öğretimin yetersiz olduğu anlamına gelmemelidir. Toplumlar; tarım, ticaret, sanayi, teknoloji, askeri disiplin, adalet, eğitim vb. alanlarda yetkin olduklarında kendileri için refah bir konuma ulaşabilirler. Buradaki asıl yanılgı öğrencilerin okulu, kendilerine her ay düzenli bir maaş verecek olan bir işe ulaşma kapısı olarak görmelerinde yatmaktadır. Elbette ki toplumun hizmet sektörüne ihtiyacı vardır bu göz ardı edilmemelidir. Ancak okul dışında da eğitim gereklidir. Eğitimi evde, sokakta, ATM sırasında, yolculuk esnasında, piknik ve mesire alanlarında kısaca insan ve insan dışındaki varlıkların etkileşiminin olduğu bütün mekanlarda alabiliriz ya da verebiliriz.
Sonuç olarak şunu söylemek gerekir. Eğitim, bizi yaşamın her alanında kendimiz ve kendimiz dışındaki bütün varlıkların ideal olana ulaştıran her şeydir.
0 Yorumlar