Ad Code

Responsive Advertisement

Silahsız Müsellahlık.

 




Kesif bir soğukluk odanın duvarlarında

Lâkin fiziken olmayanından

Yaklaşık on beş ton olan 

Her bir kurşunun hissettirdiği.

Mütemadiyen yaptığı bir şeydi bu iş.

Uzun zamandır bir telaş hâkimdi zihninde;

Kimdir müsellah?

Sanırım müsellah, dedi.

Kırmızı veya yeşil küçük bir butona 

Zarafetle basarak,

Binlerce kilometre uzaktan.

On binlerce canı yok oluşa iten.

Bu kadar az olamazdı, müsellahlar.

Ya hakikati perdeleyenler.

Müsellahtı onlarda, hemde en kavi olanlarından.

Müsellahlıkları ise ruhu, bedende mahpus kılmalarından.

Peki, karşı dairenin sahibi olan dilbaz.

Her doğru sözü, ifsat etmeden bırakmaz.

Saymaya devam edecekti ki,

Bilmem kaçıncı alarmı,

Saatin sekize çeyrek kala olduğunu 

Ve mesaiye kırk beş dakikası kaldığını 

Bir zabitin düdüğünü andıran sesiyle,

Kaldırdı yerinden.

Şöyle dedi, ani bir kararla

Kara harflerle temizlediği,

Beyaz sayfaya istifasını nakşederken,

Müsellah;

Doğruyu,

Hakikati

Ve ruhu öldürendir.

Yorum Gönder

1 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement