Tercüme Sanatı Neden Önemlidir?
Okuduğumuz kitapların büyük bir kısmını dilimize tercüme edilmiş eserler oluşturmaktadır. Tercüme için şu tanımlamayı kullanabiliriz, bir dildeki herhangi bir düşünceyi, söylemi, şarkıyı veya yapıtı o dili biken kimse tarafından yaşadığı toplumun diline çevirmek denilebilir. Bu tanımlama bize tercüman olan kimsenin iki dil üzerinde de etkin bir rol oynadığını göstermektedir. Çünkü tercüman olan kimse bir yapıtın anadilinde hâkim olması gerektiği gibi çeviri yaptığı dile de hâkim olmalıdır.
Tercümanlara bir sanatkâr diyebilir miyiz? Elbetteki diyebiliriz, ancak bunun mütercimlerin hepsini kapsadığını söylemeyiz. Bize dünya klasiklerini yazar gibi aksettirdikleri sürece muteber olduklarına dair bir şüphemiz olmaz. Bu yansıtma bir roman kahramanın duygulanımın yansımasının anadildeki gibi olması ile akademik bir kitapta tarif edilen bilimsel bir ifadede anadildeki tarif ile tercüme edilen dildeki tarifi arasındaki benzerliğin fazla olmasıyla gerçekleşir. Çünkü bir dildeki bir cümleyi bazen aynı şekilde başka bir dile çevirmeye kalkıştığımız zaman anlam kayması olabileceği gibi duygusal bir dejenerasyon da ortaya çıkabilir.
Kısaca tercümenin tekamüle dair en büyük katkısını İslâm dünyasında görebiliriz. Antik Yunan, Fars ve diğer medeniyetlerden alınan eserlerin İslam dünyasında tercüme edildiğini biliyoruz. Bu tercüme faaliyetlerinin terkibi iler birlikte İslam dünyasında özgün bir bilim, sanat ve felsefe anlayışı doğmuştur. Bu tercümelerin birebir kopya ve taklit olduğunu söylemek büyük bir yanılgıdır. İslam dünyasındaki düşünürler bu tercümeleri vahyin ve aklın ilkelerine bağlı kalarak tevil etmiş ve özgün bir düşünce biçimi ortaya koymuşlardır.
Sonuç olarak tercümenin müspet bir şey olduğunu ve tekamül için gerekli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bir toplumun sadece kendi dinamiklerine bağlı kalması ve çevre medeniyetlerden izole bir şekilde yaşaması, o medeniyetin kalıcı olacağını göstermez. Bu konuya dair İbn Rüşt'ün şu anekdotu aktarılabilir. Bir Müslüman kurban keseceği zaman, kurbanı keseceği bıçağının bir Müslüman ya da gayrimüslim tarafından imal edildiğine bakmaz. Müslüman için önemli olan bıçağın kurbanı kesme işlevini yerine getirip getirmeyeceğidir.
0 Yorumlar