Tercihlerimizde Özgür Müyüz?
Günlük hayatta kiminle karşılaşırsak karşılaştım, özgür bir insan olduğuna dair bir soru ile muhatap kaldığı zaman, kesinkes özgür bir birey olduğunu söyleyecektir. Bu cümlenin bir ekümenik bir geçerliliğinin olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü tercih ettiğimiz durum ya da olaylar karşısında arka planda mutlaka bir neden vardır. Bu nedenselliğin kainat, bitki, hayvan ve insanların tekmilinde olduğunu söyleyebiliriz.
Bir an için ılıman bir iklimde üzerimizde bulunan kıyafetler ile kutuplara ışınlandığımızı düşünelim. Üzerimizde bulunan ılıman iklime has kıyafetler ile kutup yaşantısına geçtiğimiz anda çok kısa bir zaman diliminde donma olayı ile karşılaşacağımız bir hakikattir. Peki burada ılıman iklime özgü kıyafetler ile mevcut olmak bir tercih midir yoksa bir nadanlık mıdır? Elbette nadanlıktır, şeklinde bir cevap ile karşılaşırız. Kıyafet konusunda bir nedenselliğin olduğu söylenerek özgürlüğün muhal olduğu şeklindeki bir söylem yanılgıdan ibarettir. Kıyafetin rengi, boyu, kalınlığı, cinsi vb. etmenler için tercihten ve özgürlükten söz edilebilir.
Peki ya hayvan veya bitkilerin kararlarında özgür olduklarına dair tarihte bir söylemin olduğunu müşahede ettik mi? Papatyaların tekmili bir sabaha uyandıklarında aniden gül olmaya karar vermişler midir? Elbette hayır. Hayvanlar için aynı soru yöneltiğinde, cevap pekâlâ hayır olacaktır. Hayvanların ve bitkilerin doğada var olmalarının bir nedeni olduğu ve bu nedensellik çerçevesinde hareket ettiklerini söyleyebiliriz. Otçul olan bir ceylanı gördüğümüzde istikra yöntemi ile bütün ceylanların otçul olduğunu söyleyebiliriz. Bu söylemin ekümenik bir söylem olduğu aşikârdır.
Şu ana kadar olan özgürlük söylemleri genelde maddî ve gözlemlenebilen şeyler üzerine olduğu için ekseri özgür olmadığımız şeklinde bir yargı oluştururuz. Düşünsel olan şeyler konusunda da özgür olduğumuzu iddia edebilir miyiz? Bu soruya da genel olarak hayır cevabı verilebilir. En kesin örneğini din üzerine verebiliriz. Bu din söylemi; Yahudilik, Hristiyanlık, Müslümanlık, Budistlik, Caynizm vb. bütün dünya dinleri için söyleyebiliriz. Bu dinler arasında olan geçişlerin, dinlerin inkarının ya da sadece Tanrı'nın varlığını kabul eden deist düşünceye geçişin oranı, doğduğu çevrede hâkim olan din algısını ikrar edenlere oranı düşük bir seviyede olduğu hakikattir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. İnsan, hayvan ve bitki gibi diğer varlıklardan farklı olarak nisbi bir özgürlük alanına sahiptir. Ancak insanın mutlak olarak özgür olduğu söylemi sadece bir yanılgıdır. İnsanın özgürlük uğruna, aklına her eseni gerçekleştirme ülküsü ise nefsani bir köleliktir. İnsan değiştirebileceği şeyleri müspet anlamda tercih etmeli veya değiştirmeli iken, değiştirmeye muktedir olmadığı konularda ise bir kabulleniş içerisine girmelidir. Bunu yapması onu daha mutlu ve huzurlu bir insan kılacaktır.
1 Yorumlar
Özgürlük anlamında b
YanıtlaSilYazınızın çoğuna katılıyorum. Ama sonu hariç. Sanki sonunda değiştirilemez bir kader varmış algısı çıkıyor ortaya. Bir kitapta seçimlerimizi bağırsakların oluşan iyi huylu yada zararlı bakterilerin etkilediğini okumuştum. Benim size sorum sizce kader nedir? .