Ad Code

Responsive Advertisement

KISACA ARİSTOTELES


                          ARİSTOTELES 

    Grek düşünce dünyasının en büyük filozofları arasında yer alan Aristoteles, M.Ö. 384-322 yılları arasında yaşamıştır. Babası Makedonya kralının doktorudur. 18 yaşında Platon ile tanışmış ve M.Ö. 355 yılında Platon'un Akademia'sında kalmış ve öğrencilik yapmıştır. Aristoteles, Platon2un vefatından sonta Akademi'dan ayrılmış ve Lycye'mu kurmuştur. Bazı verileri göre Kral Hermias'ın kızı veya kardeşi ile evlenip, ayrıcalıklı bir konuma yerleşmitir. Bu ayrıcalıklı konumundan dolayı Aristoteles'e "Kralların Filozofu" denilmiştir. 
   Kral Hermias Ve Büyük İskender'in vefatlarının ardından gelen süreçte Aristoteles, sıkıntılı bir süreçten geçmiştir diyebiliriz. Sokrates gibi dinsizlikle suçlanmıştır. Ancak Aristoteles, Sokrates'ten farklı olarak bulunduğu şehirden kaçmış ve Kalkis'e yerleşmiştir. Burada geçirdiği bir mide rahatsızlığından dolayı 63 yaşında vefat etmiştir.  
   Aristoteles, Platon'dan farklı olarak iki varlık dünyasının varlığını kabul etmemiştir. Aristoteles'e göre idealar, içeriklerini öznenin etkin olduğu duyusal izlenimlerden alır. Aristoteles, tümdengelim mantığıyla Bacon'a kadar geçen süre zarfında bir hegemonya kurmuştur. Bu tümdengelim mantığına göre sonucun doğru olması için öncüllerin doğru olması gerekmektedir. Bir örnek vermek gerekirse:
*Bütün insanlar ölümlüdür. (Ö.1)
*Ronaldo da bir insandır. (Ö. 2)
* O halde Ronaldo da ölümlüdür. (Vargı=Sonuç)
Bu şekildeki tümdengelim mantığına dayan bütün vargıların doğru olması beklenemez. Örnek vermek gerekirse, insanlar kuşların uçma vasfına sahip birer varlık olduğunu bilir. Ancak devekuşu da tür olarak kuşların arasında sayılmasına rağmen uçabildiğini söyleyemeyiz. Aristoteles, bu girdaptan çıkmak için bir şeyin özü ile ilineğinin birbirinden farklı şeyler olduğunu söylemiştir. Mesela, biz insanların kulaklarıyla duyma eylemini gerçekleştirdiğini biliriz. Ancak duyma yetisini kaybetmiş bir kimseye, insan değildir diyemeyiz.
    Aristoteles'te kilit mefhumlardan biri Enteleke'dir. Ona göre bütün varlıkların en temel gereksinimi kendini tamamlamaktır.  Tanrı, dışındaki bütün varlıklar bu ilkeye muhataptır. Sadece Tanrı, ereksiz, formsuz ve özü olmayan bir varlıktır. Yani Tanrı'nın diğer varlıklar gibi eylemlerinde bir amaç gözlenemez. Tanrı'nın dışındaki bütün varlıklar maddesel olarak olgunlaşmak ve eksikliklerinden kurtulmak için Tanrı'ya yönelme eğilimiyle donatılmışlardır. 
  Aristoteles'e göre insan ruhunun iki entelekesi vardır. Bunlardan ilki yaşamsal fonkiyonları devam ettirecek olan duyusal deneyimlemelerdir. İkincisi ise insan yaşamını yön veren yönetici kesimdir. Aristoteles'e göre insanoğlunun ideal bir yaşam için akıldışı şeylerden uzaklaşıp, akılsal olan söylemlere yönelmesi gerekmektedir. Erdemler ise zihinsel ve ahlâksal erdemler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Zihinsel erdemler, öznel yaşamı iyileştirmeye yönelik iken ahlâksal erdemler Tanrı istencine bağlı olarak daha toplumsal bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca erdemler; akıl, bilim, töre, inanç ve özgürlük ile uyumlu olmalıdır. Ahlaksal erdemlerin somut göstergelerini sanatsal, bilimsel ve etik alanında görmek mümkündür.
    Aristoteles'e göre insan davranışlarında ölçülü olmak esastır. Cimrilik kötü olduğu gibi müsriflikte kötüdür. Cesaret- korku, çalışkanlık- tembellik, spor yapmak- hareketsiz olmak, çok konuşmak- sürekli susmak vb. bütün davranışlarda orta yolu bulmak insan yaşamı açsından hayatî önem taşımaktadır. 
 Aristoteles'e göre devletin varlığı zorunludur. Bir devlet, vatandaşlarının törel, akılcı ve erdemli bir yaşam sürmesi için yasalar oluşturmak zorundadır. Ona göre yasaların yokluğu, insanlar arasında kaotik bir yaşamın oluşmasına sebep olmaktadır. 
 Aristoteles sanatsal çalışmaları ve öğrenmeyi sadece soylular sınıfına ihdas etmektedir.  Diğer sınıflara mensup olan kimselerin bu tür sanatsal ve öğretimsel faaliyetler ile uğraşmasına gerek yoktur. 
     Aristoteles'e göre efendi statüsünde bulunan kimselere itaat zorunludur. Bu kimseler, kendilerine itaat etmeyenlere karşı cezalandırma eyleminde bulunmakta özgürdürler. Hatta Aristoteles daha da ileri giderek Grek olmayan kişilerin, Greklere itaati için gerekirse savaşmak gerektiğini söylemektedir. 
    Aristoteles, Platon'dan farklı olarak aile, özel mülkiyet ve bireyselliğin olması gerektiğini savunur. Aristoteles'e göre yönetimler ideal ve kötü yönetimler diye ikiye ayrılmaktadır. İdeal yönetimler; monarşi, aristokrasi ve ilkeli yönetim iken kötü yönetimler; tiranlık, zenginlik yönetimi ve halk yönetimidir. 
 Aristoteles'e göre devlet adamı, halktan farklı olarak zeki, cesur, bilgili ve öngörü sahibi olmak zorundadır.  İnsanların kötüye ve iyiye yönelmeleri eşit derecede olduğu için bunu denetlemeli ve iyi olana yönlendirmek için uğraşmalıdır.
  Aristoteles'e göre insanlar genel olarak mutluluğu hazda bulurlar. Ancak bu geçici bir mutluluktur. 
  Bilgi konusunda Aristoteles, aklın duyunun önünde olduğunu söyler. Çünkü duyular, hiçbir şeyin nedenini söyleyemez. Örneğin tat alma duyumuz sadece biberin acılığını hisseder, bunun sebebinin kapsaisin adlı bir bileşken olduğunu söyleyemez.
   Aristoteles'e göre eğitim insanı; cehalet, vahşilik, kabalık, ilkellik gibi kötü sıfatlardan uzaklaştıran bir olgudur. Aristoteles'e göre bütün insanlar öğrenme eğilimini sahiptirler. Ancak neyi öğrendiklerine dair kesin bir şey söyleyemeyiz.

Metin Kaynağı: Ayhan Aydın, Felsefe Düşünce Tarihi, Pegem Akademi, 2021, Ankara.. Aristoteles Başlığı

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement