Mahpus!
Mahpus!
Ve yine mahpus!
Gökyüzünden arzın en derinine
Görünmez ellerle mıhlanmış küpeşteler
Vakit, mavi yakalıların yemek molası.
Güneş tepede ama mahzun,
Ondan istifade eden zalimler hasebiyle.
Mücrimliğinin ikrarında bir Yolcu.
Sabahtandır onu gözleyen diller,
Bavulunu toplamamış diyorlar,
Evi deruhta olan Yolcu'ya.
Yedi kıtadan daha ağır,
Tavzihin bıraktığı bir bıkkınlık.
Yükseklerde, son kez çıkılan bir yükseklik.
Baktı ardına, ardında kalmıştı;
Ebkem hatipler,
Hasta tabipler,
Ve kitap yüklü merkepler.
Zaten muavenetini de reddetmişti,
Artık eski dost olan,
Demagoji, şövenist ve ajitasyonun.
İlerliyordu ağır aksak lakin
Yol tekamüldür diyordu.
0 Yorumlar