Unutmak İyi Midir?
İnsanoğlu yaşamın her anında hatırlamak ve unutmak arasında gidip gelmektedir. Bir şeyi unutmak demek, zihinsel, maddi, manevî ve fiziksel olarak daha önceden bilinen ve uygulanan şeyin artık bilinmemesi veya yapılmamasıdır. Unutmak denildiği zaman, toplumumuz unutmaya karşı olumlu bir tavır takınmaktadır. Burada önemli olan unutulan şeyin ne olduğudur aslında. Çünkü yaşanılan anlarda, mutluluğun unutulması yaşamı daha da kasvetli kılmaktadır.
Peki biz neleri unutuyoruz. Unutulan şeyleri iki başlık altında toplayabiliriz. Bu başlıklar iyi ve kötü şeklinde olabilir. İyi ve kötü başlıklar; zihinsel, fiziksel, maddi ve manevî olarak değerlendirilebilir. Kişiye ve topluma fayda vermeyen bir bilginin zihinden silinmesi, kötü bir unutma olarak değerlendirilmemelidir. Misalen ülkemizdeki sözde bir film oyuncusunun bölüm başına aldığı miktarın zihinden silinmesi fevkalade bir şeydir. Diğer yandan zihinden silinmesi kötü olan şeylerden biri de, öğrenilen bir dilin konuşulmayarak zaman içerisinde unutulmasıdır. Burada unutmayı artıran şey sadece ferdin kendisi değil, toplumun ferdin üzerindeki sınırlama yetisidir. Toplumun bu unutmayı taammüden veya sehven yapması mümkündür.
Fiziksel olarak unutmak da mümkündür. Buna kas hafızası diyor bazı kimseler. Fiziksel olarak boya işinde çalışan bir kimsenin, daha sonraları kollarını daha az kullandığı bir işte geçirdiği zaman zarfında bağlı olarak, boyama konusundaki istidatı körelebilir. İyi bir fiziksel unutma ise sigara bağımlılığı olan bir kimsenin, vücudun istediği nikotini zamanla azaltması ile iyi bir unutma gerçekleşmiş olur.
Ayrıca acının unutulması zaman içinde giderek unutulması toplum ve fert için faydalıdır. Ancak bu unutma türü acının hiç yaşanmamış bir şekilde unutulması olmamalıdır. Yaşanılan bir felaketin münferiden veya kollektif olarak unutulmaması, tekrar gerçekleşme ihtimali olan bir felakette aynı sonuçları doğurabilir. Ancak acıdan ders çıkarıp alternatifler sunarak, mevcut olanı düzenlemeler ile iyileştirmek acının müspet yönünü ortaya koymaktadır. Bu söylem acının olmayacağı yada yaşanmayacağı anlamına gelmemelidir. Kadim gelenekte, hiçbir şey sürekli değildir diye bir söz vardır. Bu söz unutma ve hatırlamak, iyi ve kötü, gece ve gündüz, acı ve tatlı gibi yaşamın her alanında zıtlıkların olduğunu bize göstermektedir. Bu durumda insanın olaylar karşısında daha dirayetli bir tavır takınması gerektiğini göstermektedir.
Sonuç olarak unutma için şunlar söylenebilir. Unutmak olayı fertler ve toplumlar için olağan bir şeydir. Unutmanın neticesinin olumlu veya olumsuz olmasını belirleyen şey ise unutulan şeyin fonksiyonuna bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Yakınını kaybeden bir insanın, ilk günkü acısı ile bir ay sonrasındaki acısı aynı değildir. İyi ki de aynı değildir. Yoksa geride kalan kimse, vefat eden için her gün aynı şiddette bir acı çekseydi. Kısa bir zaman sonra kendisi için yaşam çekilmez bir hâl alırdı. Normal olan, o acının unutulmamasıdır. Garip olan ise her gün acıyı aynı şekilde yaşama arzusudur.
0 Yorumlar